Kelimeler karınca yuvası gibi kaynıyor zihnimde..


Say ki aynalarla konuşuyorum..

26 Aralık 2012 Çarşamba

Sevgili Dost,

Posta Kutusundaki Mızıka


Sevgili Dost,
Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır?

Sevgili Dost,
Her defasında bu iki kelime ile başlıyorum mektubuma. Çünkü bu iki kelimeden her biri, gücünü diğerinden alıyor. Sevgili olunmadan dost, dost olunmadan sevgili olunmuyor.


***Sevgili Dost,
Kelimeler, karınca yuvası gibi kaynıyor zihnimde.


Sevgili Dost,
Sana ne yazacağım ki; ellerim titremeye başladı. Tokatlı Kani’den ödünç aldığım iğneli dilim dolaştı.

"Ne güzel!"diyecektim oysa, bir dostla yanında değilken konuşmak. Ne güzel diyecektim, mektup mu; yazarak susmak…

***Sevgili Dost,

Özledim seni. Özlem yazdırıyor; Ödeyerek telifimi.

***Sevgili Dost,

Özlemden ağır ceza var mı?

Sevgili dost,
Schumann: "çalarken, seni kimin dinlediğini umursama " diyor. Bense umursuyorum, kimin dinlediğini.

***Sevgili Dost,
Piyanonun tuşları, yan yana durdukları halde susmayı bildiklerinden dinletiyorlar kendilerini..

Sevgili Dost,
Konuştuğuma çok kere pişman oldum ama sustuğuma asla!

***Sevgili Dost,
Bugün yazmak değil, konuşmak istiyordum seninle. Ama yine yazdım.

Sevgili Dost,
O halde sen konuş!

***Sevgili Dost,
Geçen sabah üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar yine de ağlamışsın…
Dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi..

Sevgili Dost,
Gel buraya!

***Sevgili Dost,
Tahterevalliye tek başına binen aşağıda durmayı hak eder.

Sevgili Dost,
Gel ve yüksel !

Sevgili Dost,
Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır?

***Sevgili Dost,
Kalbimi alıp, uzaklara gitmek istiyorum...

Sevgili Dost,
Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum. Çünkü aklım hep kurcalanacak.

Sevgili Dost,
Gitmek istiyorum; çünkü gitmek kalmaktan daha pullu…

Sevgili Dost,
Valizimi hazırlamama yardım et, kelimeleri sol tarafa koy, söylenmemiş olanları, yürünmemiş yolların yanına, kollarını mavi gömleğimin boynuna.

***Sevgili Dost,
Ayrı ayrı koy güneşli günlerle karlı günleri, karıştırma…

Sevgili Dost,
Şimdilerde yüreğimin kuytusuna çekilip, dünyanın telaşlarını unutmak ve zihinlerde unutulmak istiyorum..

Sevgili Dost,
Sen yerinde kal. Sahibini tanı ve birinci mevkide seyahat et.

Sevgili Dost,
Yaşamak beraberinde anlamayı da getirirse gerçekten yaşanmış olur.

Sevgili Dost,
Bulunduğu durumun farkında olmamak her durumdan daha kötüdür..
Hiç bir can yeleği onu yüzdüremez hiç bir yangın söndürücü onu söndüremez.. Hiç bir ilaç tedavi edemez onu..
…kurtulacaktı. Cuma’nın farkına varsa sadece…

***Sevgili Dost,
Anahtar varsa kapının arkasında ya da önünde olmanın ne önemi var!

***Sevgili Dost,
Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen dostlarla ne işimiz var bizim?

Sevgili Dost,
Aristo’nun tabiriyle; “birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirini artık sevmeyen” dostlarla ne işimiz var bizim. Bizim. Peygamberi ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan Ebu Bekir’imiz, suikasti haber alınca peygamberin yatağına yatan Ali’miz var. Son yudum suyu birbirine gönderip susuz şehit olan sahabelerimiz var bizim. Bizim, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız”,”Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe) gerçek mümin olamaz”,”Size aranızdaki sevgiyi arttıracak bir şey söyleyeyim mi, selamlaşınız”,”Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın” diyen bir peygamberimiz var! “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus’umuz, düşmanın attığı taştan değil, dostun attığı gülden incinen Hallacı Mansur’umuz var.

Sevgili Dost,
Dostluk gündüz görünmez; o,ateş böceği gibi yalnız geceleyin parlar...

***Sevgili Dost,
Eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, elini bulabilirdim onların içinden.

***Sevgili Dost,
Ellerini uzat!

Sevgili Dost,
Birbirimizi tanımak için neyi bekliyoruz? Birbirimizi anlamak için neyi bekliyoruz? Birbirimize anlatmak için neyi bekliyoruz? Bak ne diyor Rousseau: " dostumuzu tanıyabilmek için büyük hadiseleri bekleyeceğiz; o zaman da iş işten geçmiş olacak; çünkü onu tanımak zaten bu hadiseler için lazımdı."

***Sevgili Dost,
Sen lazımsın bana! Ve önemlisin hadiselerden.

***Sevgili Dost;
Eksik bilgi bizi yanlış adreslere götürür. Arkadaşlıklar, dostluklar, ortaklıklar ve evlilikler hep bu yüzden biter. Kim bilir hayatımızda kaç kez; "nasıl da tanıyamamışım!"demiş, kaç kez ince buz tabakasına aldanıp üzerine yürüdüğümüz gölün soğuk sularında bulmuşuzdur kendimizi...

Sevgili Dost,
Postanedeki memur, kağıt parayı ışığa tutarak "sahte" olduğunu anladı. Sen nasıl ayıracaksın sahteyle gerçeği. Acaba nasıldır sahtesi basılamayacak dostluğun resmi..?

***Sevgili Dost,
İnsan bir bakışla ne görebilir..?

***Sevgili Dost,
Herkesin seviyormuş gibi yaptığı; ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz.

Sevgili Dost,
Halbuki sevgi ayrık otları gibi rastgele büyümemeli kalbimizde. İtinayla seçilmeli toprak; ağacı görmek istediğimiz yere ekilmeli tohum...

Sevgili Dost,
Yazın buharlaşmayacak, kışın donmayacak, sonbaharda yapraklarını dökmeyecek, yani hep aynı kalacak, ya da artacak sevgi. Altını görünce gümüşten, gümüşü görünce bakırdan vazgeçmeyecek. Tagore gibi;"İstediğin zaman lambayı söndür. Senin karanlığını da tanır ve severim" diyecek.

***Sevgili Dost,
İstediğin zaman lambayı söndür. Ben senin karanlığını da tanır ve severim.

Sevgili Dost,
Köpekbalığının kanı, yarasanın karanlığı sevmesinde ne var? Hüner, geceye rağmen güneşi, kana rağmen hayatı sevmekte. Oruçken su içmekte ne var! Hüner ölürken suyu reddedebilmekte. "İsar" deniliyor buna. Yani tercih. Yani sevmek; yani göstermek üstün olanı.

***Sevgili Dost,
Oruçluyken su içmemekte ne var? Hüner ölürken suyu reddedebilmekte...

Sevgili Dost,
Geceyi karanlık ay ve yıldızlardan sananlar, annelerinin çorbalarındaki lezzeti yağda arayanlardır.. Oysa sevgidir annelerinin kaşıklarından "miktarınca" katılan...

Sevgili Dost,
Demek 'dost insanın bir ikinci kendisidir'.
Demek 'sevgi hiç ayırt etmez; sevenle sevilen aynı şeydir.

Sevgili Dost,
"Kalpler ancak Allah`ı anarak huzur bulur" Evet bu ayet adına stres denen çağdaş basıncı düşürecek bir ilahi odaya Kur`ân`a çağırıyor bizi..

***Sevgili Dost,
Ne güzel "ALLAH EN BÜYÜKTÜR" sözü.

Sevgili Dost,
Ne zaman televizyonun düğmesini kapatacaksın..

***Sevgili Dost,
Ne zaman açacaksın "Kitab"ı

Sevgili Dost,
Bu ne dağınıklık...

Sevgili Dost,
Nedir seni uykularından vazgeçirecek olan şeyler?

Sevgili Dost,
Ayet’el Kürsi’nin “O asla uyumaz.” dediği Allah var..

Sevgili Dost,
“İnsan” deyince aklıma Kur’ân’ın kalbi “Yâsin” geliyor. “Yâsin” yani “ Ey İnsan!”

Sevgili Dost,
Acaba insan denilince hatırlanıyor muyuz?..

Sevgili Dost,
Merhameti gördün mü? Ne olur bana da göster.. Kimseye söylemem söz zarar vermezler..

Sevgili Dost,
Merhameti gördün mü? Tamam söyleme biliyorsan yerini.. Bari hayatta olduğunu haber ver..

***Sevgili Dost,
Cennetle cehennem yarışa kalktı. Sen hala susuyorsun.

***Sevgili Dost,
Merhamet ölmedi değil mi?

Sevgili Dost,
Yalan senin de kapını çaldı mı? Ona açmadın kapıyı değil mi? Yoksa senin de mi merhametini çaldı. Yaptığı işlere kendini inandırmasaydı, bu kadar benzemezdi gerçeğe. Kendi inanmasaydı, inandıramazdı. Sanıyor musun ki aldatabilirdi yalan yalan olsaydı.

***Sevgili Dost,
Lütfen söyle!
Bizim yalana ihtiyacımız var mı?

Sevgili Dost,
Birileri tarafından sürekli izlendiğini düşünmek bir delilik belirtisidir de...'Biri' tarafından izlenildiğini düşünmemek neyin belirtisidir? Belki de belirtisi değil, kendisidir deliliğin..

***Sevgili Dost,
Allah her şeyi bilir...

Sevgili Dost,
Hakkın değil gücün belirlediği sınırları hangi dikenli tel koruyabilir?

Sevgili Dost,
İnsan geldi ve elindeki tebeşirlerle sınırlar çizmeye başladı.

***Sevgili Dost,
Allah’ın da sınırları var..

Sevgili Dost,
Bugün bayram. Neden mi yazıyorum bunları sana.

***Sevgili Dost,
Sahi bugün bayram mı?

***Sevgili Dost,
Neşesi yağmalanmış bir bayramdan geriye ne kalır?

***Sevgili Dost,
Bugün bayram..Ama parlamıyor gözlerin...

Sevgili Dost,
Senden şikayet var.

Sevgili Dost,
Kurallara uyacaksın. Sahrada “su içilmez!” tabelası gördüğün de, gülümseyeceksin.

Sevgili Dost,
Şimdi kibritini çak ve bana insanların birbirlerinin acılarından nasıl zevk alabildiklerini anlat. Diyelim bunu anlatamadın, o zaman yanı başlarında kendilerine ihtiyaç duyan birine karşı gösterdikleri kayıtsızlığı açıkla.

Sevgili Dost,
Bakıyorum huzurun kaçtı..

Sevgili Dost,
Seni gerçekten sevenleri tatlı sözle onaylayanların içinde değil, sana arılarını gönderenlerin içinde ara.

Sevgili Dost,
Sorma tahammülün yoksa cevaba.

Sevgili Dost,
Gerçekleri, sırf kendi düşüncelerine sahip olmayan biri tarafından dile getirildiği için şiddetle reddetmek yüceltir mi kimseyi?

Sevgili Dost,
Evet, ne çok “hayır”ı barındırıyor.

Sevgili Dost,
Beni yargılar kurulan her mahkeme.

Sevgili Dost,
Her mahkeme daha büyük bir mahkemenin gölgesidir. Bütün defterler kapanır, bütün defterler açılır.

Sevgili Dost,
Boynumda bana yargı yükleyenlerin utançlarından yapılma mücevherler.

***Sevgili Dost,
Aklı, bir avize gibi sallandırıp tepesinde, şu soruyu sorsan kendisine: Sözünü tutuyor mu, yalan konuşuyor mu, koruyor mu emaneti? Haramdan korkuyor mu, yüzü kızarıyor mu, reddeder mi ihaneti?

Sevgili Dost,
Bu vurgun yemiş ruhları nasıl sakinleştirebiliriz?

Sevgili Dost;
Bana bencilce hareket ettiğimi söyleme sakın insanlara güvenimi kaybettim.

Sevgili Dost
Ama tanıyorum(!) yine onları. Utandırmamak için tanımamazlıktan geliyorum. Kulak kesilecek bir söz kalmadığını görüp Van Gogh gibi kulağımı kesiyorum..

***Sevgili Dost,
Bana öyle bir kelime söyle ki, hiç eksilmesin…

Sevgili Dost,
Ben bir şehrin en güvenilir yerinin neresi olduğunu biliyorum.
Sen de biliyorsun.

Sevgili Dost,
Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına: “Huve’l-Bâki” kazındı.

Sevgili dost,
Öldükten sonra hatırlayacak mısın beni? Neler hatırlatacak ve nasıl hatırlayacaksın? Bir yıl sonra aklına gelecek miyim? Ya beş yıl sonra?

***Sevgili Dost,
Korkma eriyor üzüntünün mumu.

***Sevgili Dost,
Seni seçtiğime pişman değilim. Sen de pişman olmayacağın seçimler yap olur mu?

Sevgili Dost,
Belki bir gün, yarımın bütünden ne çok olduğunun farkına varırız.

Sevgili Dost,
Ne kavuğu başına geçiren mutlu olabilir, ne de yüzüğü parmağına geçiren mutlu olabilirdi.

Sevgili Dost,
Elini nabzına götür.

***Sevgili Dost,
Bir körün parmak uçları kadar hassasına az rastlanır kalbin.

Sevgili Dost,
Yalnızlığın bana yakıştığını söylüyorlar. İyi duruyormuş üzerimde. Renkleri sade ve uyumluymuş, dikimi kusursuzmuş.

Sevgili Dost,
Sonbahar her sene yüklenip serinliğini, yağmurlarını, rüzgârını ve yapraklarını, evime yatıya gelir. Ben sonbaharı kapıda karşılar: ''Kim gelmiş kim!'' diye sevinç gösterileri yapar, boynuna sarılırım.. Sonbahar, her seferinde gözlerimin içine bakıp;
'' Hiç değişmemişsin'' der ve omzuma dokunur.

***Sevgili Dost,
Ben sonbaharın gözlerinin içine bakamam; dokunur..

Sevgili Dost,
Karanlıktan hoşlananların ışığı kıskanmaları, kışın sonbaharı kıskanması kadar masum değil.

Sevgili Dost,
Kıskançlık ne kötü şey

Sevgili Dost,
Kış yolumu kesse de, bahar göğüsledi ipi.

Sevgili Dost,
Bize yerini göster! Sen bu fotoğrafın neresindesin?

Sevgili Dost,
Fotoğrafçılar denklanşöre basmadan önce "Gülümseyin" diyorlar.. "Gülümseyin ve örtün yaşadıklarınızı"

***Sevgili Dost,
Fotoğrafta pozitif görüntüler negatif görüntülerle basılır..
Sıkıntılar bunaltmasın seni.. Lütfen gülümse fotoğrafın çekiliyormuş gibi her an...

Sevgili Dost ,
Sonunda posta kutusuna bir mektup geldi. Soruyor.''Korkmak çaresizlikten mi?'' Çaresizlik yalnızlıktan mı?" Başlangıç mı güzel, son mu?

Sevgili Dost,
***Sadi: "Bir özrün varsa bugün söyle. Yarın söyleyemezsin." diyor. Belki bu söz üzerine zarfı açmak gerekiyor, ya özrü varsa! Belki bu söz üzerine zarfı yakmak gerekiyor, ya özrü varsa!

Sevgili Dost ,
İşte kalbimi titreten zarf!
Hayır, açmıyorum!

Sevgili Dost,
Sana bu satırları ayı koparılmış bir göğün altında yazıyorum. Aşılı bir omuz gibi yeri hâlâ duruyor. Nerede yaşadığını bilmiyorum.

Posta Kutusundaki Mızıka/A. Ali Ural

Altı çizili satırlardan..
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder